Sana daha iyi bir alışveriş deneyimi sunulabilmesi için sitemizde çerez konumlandırmaktayız, kullanmaya devam ettiğinde çerezler ile toplanan kişisel verilerin Veri Politikamız - Bilgilendirmelerimizde belirtilen amaçlar ve yöntemler ile mevzuatına uygun olarak kullanılacaktır.

Devlet Opera ve Bale
Patara

KONU

Şahmeran sözcüğü, Farsça şâh ve mârân (yılanlar) kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Her ne kadar 'şah', erkekler için kullanılan bir unvansa da Şahmeran'a ilişkin tüm efsanevi kayıtlarda ve Şahmeran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde varlık dişidir.


Tarsus'ta binlerce yıl önce, yedi katlı yeraltında yaşayan yılanlar varmış. Meran adı verilen bu yılanlar, akıllı, şefkatli ve barış içinde yaşarlarmış. Meranların kraliçesine Şahmeran denirmiş. Şahmeran, aşağısı yılan, bedeni insan olan genç ve güzel bir kadınmış. Efsaneye göre, geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğlu bir gün ormanda, yaralı Şahmeranla karşılaşır ve onu yuvasına, yaşadığı mağaraya taşır. Burada ömründe görmediği kadar güzel bir bahçe görür. Bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler, göller ve pek çok yılan vardır. Uzun yıllar burada yaşar ve Şahmeran'ın güvenini kazanır.


Yıllar sonra, ailesini çok özlediğini söyleyip gitmek için Sahmerana yalvarır. Bunun üzerine Şahmeran kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini ister. Şahmeran'a söz verip ailesine kavuşan genç adam uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmeran'ın yerini kimseye söylememiştir. Bir gün ülkenin Padişahının kızı hastalanır. Ülkenin veziri hastalığın çaresinin Şahmeran'ın etini yemek olduğunu söyler ve her yere haber salınır. Prensese aşık olan genç, mağaranın yerini söyler. Efsaneye göre Vezir Şahmeranı öldürür. Daha önce Şahmeranın sırrını öğrenmiş olan genç, onun bedeninden şifa olacak bir iksir yapar. Olaylar, oduncu gencin Lokman Hekim olması, hastalıkları doğadaki ot ve çiçeklerle tedavi etmesi ve kızı ölümcül hastalıktan kurtulan Padişahın, Lokman Hekimi, Vezir yapması ile son bulur. Kötülük yapanlara zehir, iyilik yapanlara şifa olan doğa, galip gelmiştir.



TEMSİL TARİHİ

DİSTRİBÜSYON